Pazartesi diğer pazartesilerin aksine sakin başladı benim için acele değil. İnatla ağrıyan bileğim yüzünden ara verdim. Aslında, bu makaleyi yazmak için harekete geçmemem gerektiğinin farkındayım, ancak aylaklık, aktif çalışmaya alışmış bir vücut için inanılmaz derecede sıkıcı görünüyor…
Dün eve ufak tefek şeyler almak için Migros’a uğradığımızda tezgahlardan birinde üç liraya ahşap çay kutuları satıldığını gördüm. Uzun zamandır böyle bir şey almak istiyordum ama gereksiz olduğunu düşündüğüm için vazgeçmiştim. Sonunda küçük ve ucuz olduğu için almaya karar verdim.
Gelir gelmez çay kabını doldurup mutfağa koydum, o mutfakta kalamadı tabi! Çünkü üzerinde boya olmayan bir şey gördüğümde hemen onu nasıl boyayacağımı düşünmeye başlıyorum.
Tabii bunu yaparken de MacGyver’ımı yayına alıyorum, o yüzden sormayın.
Resim için ne yapabilirim diye baktığımda 6-7 ay öncesine ait 1-2 tane ahşap boyası ve kuru bir fırça buldum. Kuru fırçayla bir şey yapamadığı için başka alternatifler aradım ve sonunda kağıt havlu kullanmaya karar verdim.
Çay kutusunu bir havluyla kapladıktan sonra kuruması için bir kenara bıraktım. Bundan önce Office1 Superstore’dan aldığım mantar bardak altlıkları gözüme ilişince tamam dedim.
Mantar koruyucuları makasla kesip çay kutusuna göre kestim sonra kuru çay kutusuna yapıştırdım.
Bu dekoratif kağıt makaslardan biriyle kabartmasız bir parça kestim ve üzerine “Çayı Salla” yazısını yazdım.
Sonuç, türünün tek örneği bir çay kutusu ve başka bir işle meşgul olduğu için rahatlayan bir beyindi.
Arada bir böyle tatiller yapmanızı tavsiye ederim.
Aşk…
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]