Sevgili Sinem Karatay, diyet tariflerini ve deneyimlerini bizlerle paylaşmaya devam ediyor…
Biliyorum yazmayalı uzun zaman oldu. Karatay Diyetine başlayalı bir aydan fazla oldu. Bu arada yazın ortasında ciddi bir boğaz enfeksiyonu geçirdim ve okulla ilgili işlerim nedeniyle yazmaya vaktim olmadı. İyileştim, okuldan biraz rahatladım ve yine buradayım.
Dediğim gibi Karatay diyetine başlayalı bir aydan fazla oldu daha doğrusu Kanan Karatay’ın önerdiği şekilde yedim ve yaşadım 40 gün diyebiliriz. Bu süre zarfında, bu şekilde yemeye çok alıştım. Toplamda 5,5 kilo verdim. Arada bir takım maceralar yaşadım, yürüyemediğim günler oldu, hasta olduğumda dikkatimi veremedim. Ama 5.5 kilo vermenin gururunu yaşıyorum. 7 kilo kaldı 🙂 Bundan sonrası çok hızlı olacak gibi durmuyor ama uzun vadede yavaş yavaş istediğim kiloya geleceğime eminim.
Daha önceki yazılarımda yoğurt konusundan bahsetmiştim. Kanan Karatay, evde yapabiliyorsanız yoğurdunuzu kendiniz yapmanızı tavsiye ediyor. Önceleri evde yoğurt yapmak için sütü nereden bulacağım, nasıl mayalayacağım, nasıl karıştıracağım diye korktum bu yüzden ev ya da köy tipi olarak satılan yoğurdu aldım, hatta bunu yazdım.
Geçenlerde Canan Karatay’ın yeni kitabı Karatay Mutfağı’nı aldım ve okumaya başladım. Hatta diğer iki kitapta anlatılan basit kurallar ve sebepler kitapta kısaca anlatıldıktan sonra Karatay’ın beslenme ve yaşam tarzına göre pek çok farklı tariflere yer veriliyor. Bu tarifler sadece tarif değil, aynı zamanda geçmişte anneannelerimizin ve büyük anneannelerimizin yaptığı tereyağı, salça, sirke, yoğurt, lor peyniri ve tarhana gibi kışlık hazırlıkların nasıl kolayca hazırlanacağını anlatıyor. Kullandığım tereyağının köyden annem tarafından gönderildiğini, ev yapımı salça aldığımı ve her yaz annemin tarhana yapıp bana gönderdiğini düşünürsek çok şanslıyım. Evin bitişiğindeki şarküteride birbirinden lezzetli lor peynirlerinin yanı sıra peynir çeşitleri de satılıyor. Ev yapımı köy yoğurdu alırdım, çok lezzetliydi ama ev yapımı yoğurttan daha iyisi olamaz. Annem yıllardır tanıdığı sütçüden (o da şimdi aynı sütçünün oğlu) süt alıyor ve evde yoğurt yapıyor. Ev yapımı yoğurt sevdiğim kıvamda, biraz sulu, market yoğurdundan daha ekşi.
Geçenlerde kitabı aldığım gün daha önce aldığım köy yoğurdu piyasada yoktu. Ben de cam kavanozda satılan organik yoğurdu denemeye karar verdim. Tadı tam annemin ev yapımı yoğurdu gibiydi. Köy yoğurdu yerine bundan sonra bunu alayım dedim. Eve geldiğimde evde yoğurt yapımı ile ilgili kitapta okudum ve tekrar denemeye karar verdim. Daha önce başarısızlıkla sonuçlanan bir girişimim olmuştu. Ertesi gün marketten aynı organik yoğurttan bir kase daha aldım (1 kase çünkü bir günde son kullanma tarihi geçiyor 🙂 ve şişelerde satılan günlük sütlerden de bir tane aldım. Yoğurdu organik yoğurt ve günlük süt ile bir gün öncesinden kalan cam kavanozda mayaladım ve sonuç mükemmel oldu. Tarife bakalım:
- Günde 700ml şişe süt 1-2 yemek kaşığı yoğurt Sütü kaynatmak için bir kap Yoğurdu mayalamak için bir cam kap Büyük bir bez parçası Yoğurdu mayalanma sırasında sarın Tahta kaşık
Evde yoğurt yapmak için aldığım cam kavanozlarda organik yoğurt kullandım. Bir cam kavanoz 700ml olduğu için bir kase yoğurt için 700ml, iki kase yoğurt için günde 1400ml süt kullandım. Kasenizin boyutunu bilmiyorsanız kullanacağınız sütü kasenize dökerek yapmak istediğiniz süt miktarını ölçebilirsiniz. Ölçülü sütü bir tencereye alıp kaynatıyoruz. Sütü günlük kullandığımız için annelerimiz çiğ sütü kaynattığı için uzun süre kaynatmaya gerek kalmıyor. Mümkünse kaynamaya başlar başlamaz ateş kapatılmalıdır. Üzerinde yoğurt daha kıvamlı hale gelene kadar atmadığımız veya süzmediğimiz bir köpük ve krema oluşacaktır. Ilık sütü cam kaplarımıza koyuyoruz ve ağzı açık şekilde soğumaya bırakıyoruz. Şimdi söyleyeceğim anne yöntemi ama onun dışında ısıyı ayarlamak zor. Süt, yaklaşık 37 derece olan vücut sıcaklığımıza kadar soğumalıdır. Bunu anlamak için termometre kullanmaya gerek yok, anneanne usulü küçük parmağımızı sütün içine sokuyoruz ve aynı sıcaklıkta ise olmuş demektir 🙂 İlk kez yoğurt mayalıyorsak kullanabiliriz. sevdiğimiz yoğurdu (organik veya köy tipi daha iyi olur, prebiyotikler de denenebilir), daha önce fermente etmiş olmamıza rağmen her bir kaba son yoğurttan ayırdığımız yoğurdu 1-2 yemek kaşığı koyup karıştırıyoruz tahta kaşıkla iyice yedirin. Kapların kapaklarını kapatıp bir beze sarıp oda sıcaklığında bir köşede bekletiyoruz. Kitapta 6-8 saat beklenmesi tavsiye ediliyor ama ben yoğurdu unutup evden çıktım. Toplamda yaklaşık 10-12 saat dışarıda sarılı kaldı. Eve gidince bozulur diye korktum ama elimden bir şey gelmediğini bildiğimden şansımı denemek için dolaba koydum ve bütün gece dolapta kaldı. Ertesi gün yoğurdu tattığımda çok şüpheliydim ama tadı harika. İkinci denememde gönül rahatlığıyla 10 saat bekledim, bundan sonra daha az beklemem sanırım.
Yarın üçüncü kez kendi yoğurdumu yapacağım. Yukarıda bahsettiğim cam kaplardan (700ml) 2 tanesini tek seferde fermente ettiğimde bu yoğurt bana 2 gün yetiyor. Daha fazlasını yapabilirsiniz, ancak aynı yoğurdu bir haftadan fazla yememeyi unutmayın. Ev yoğurdu olduğu için çabuk ekşimeye başlıyor. Evde yoğurt bitince yoğurt yapmaya kalkarsanız o gün dışarıdan yoğurt almak zorunda kalırsınız. Bu nedenle evde yoğurt bitmeden bir gün önce taze yoğurt yapmayı unutmayın.
Twitter’da yoğurt yapmaya çalıştığımı yazdığımda arkadaşlarımdan sütün içine biraz krema veya süt tozu koyduklarında kıvamının daha iyi olduğu yönünde geri dönüşler aldım. Süt tozu konusunda çok katıyım kullanılmamalı ve Karatay’a göre kullanılmamalı. Günlük şişelenmiş süt, taze çiğ süte göre çok yağlı olmadığı için doğal krema eklenebilir gibi görünüyor. Ancak bunun hileli olmadığından emin olmalısınız. Şimdi yaptığım yoğurdun katı olmayan kıvamı damak zevkime uygun. Daha koyu olmasını isterseniz krema ekleyebilir veya güvenilir bir yerden çiğ süt alıp iyice kaynatıp yoğurdu mayalandırabilirsiniz, tamamen size kalmış.
Metin ve fotoğraf: Sinem Çomarlı
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]